İnsanları kazanmak zor, kaybetmek kolay...

İnsanları kazanmak zor, kaybetmek kolaydır… Hayatımdan insanları kırmak, benim için en son düşüneceğim bir eylem olsa gerek. Ama nedense insanoğlu elden olmayan sebeplerden dolayı bazen yanlış eylemlerde bulunabiliyor. Burada acı olanda bu eylemi gerçekleştirirken de vicdanen rahatsızlık duymak olmasıdır. Değerli okurlarım;Kimimiz büyük kentler de, kimimiz ilçeler de, kimimizde köylerde de yaşamaktayız ve her birimiz belli bir sosyal statüye sahibiz. Etrafımızda görünüşte birçok meslektaşımız, arkadaşımız, dostumuz ve bir yığın yakınımız, akrabamız var. Ama onlarla münasebetlerimiz hep, bir resmiyet içinde geçer ve daima aramızda geniş bir mesafe bulunur. Zaman zaman candan bir arkadaşımızın, bir aile dostumuzun veya her an yanına gidip her şeyimizi anlatabileceğimiz hürmete lâyık bir büyüğümüzün olmadığını acı acı fark ederiz. Aslında bütün bu soruların cevapları, bizim insanlarla münasebetlerimizde, söz ve davranışlarımızda gizlidir. Yani insanları hayatta bu kadar yalnız hâle getiren yine kendileridir. Eğer insanlar, hayatta öğrendikleri birçok konu için ayırdıkları zamanın belki yüzde birini, bu soruların cevaplarını bulmak için harcasalar, bunun karşılığını hayatları boyunca fazlasıyla görürler ve çok büyük ve önemli bir problemi çözmüş olurlar. Bakın hepimiz her gün işimiz gereği birçok insanla görüşüyoruz. Kimi insanla çok iyi anlaşıyoruz, kimi insanla hiç anlaşamıyoruz ve bazen de yıldızlarımız barışmıyor diyoruz. Kısacası bir şekilde anlaşmama konusundan bahaneler yaratılabiliniyor. İnsanlarda amaç anlaşma yollarını bulmak çözümsüzlükleri çözüme ulaştırmak olmalıdır. Şu gerçeği de unutmamak gerekir ki anlaşan birçok insan zaten anlaşabiliyor. Önemli olan anlaşamadığımız insanlarla anlaşabilme yollarını bulmak ve onlarla olan çözümsüzlükleri çözebilmektir.Bana “Çözümsüz insanlarla anlaşabilmenin ve onları kazanabilmenin birçok yolu vardır” der gibisiniz. Evet doğrudur. Önemli olan bu yolları bulmak ve bulduğumuz yoldan da doğru ilerlemektir. Değerli okurlarım; insani münasebetlerde, insanları birbirlerine yaklaştıran, onları çok samimi dost, vefakâr bir arkadaş, candan bir yoldaş hâline getiren birtakım altın kaideler vardır. Ve bu kaidelerden, İnsanlara dostça yanaşmak, tartışmalardan uzak durmak, İnsanların yanlışlarını, kendi doğrularımızla karşılaştırmamak ve insanlardan “Hayır’ın” geri dönüşünün zor olduğunu bilmek, kimsenin yanlışını yüzüne vurmamak ve yanlışlarımızı kabul etmek, dinlemesini bilmek ve karşı düşüncelere saygılı olmak yatar. Ve ayrıca empati kurup, karşı tarafın duygu ve düşüncelerine katılmak, konuşurken mimiklerimize ve vücut dilimize dikkat etmek vb gibi kuralları da  yerine getirirsek inanıyorum ki anlaşamayacağımız insan yoktur.İŞ KONULARINDAN;İyi ve çok iş yaptırabilmek için rekabeti körüklemek gerekir. Bu, herkesi birbirine ezdiren bir rekabet değildir. Daha mükemmeli yakalama, bazen hiç düşünmeden, ferdi kararlar alarak karşımızdaki insanı kırarız ve sonradan da neden ben bunu yaptım diye peşine düşeriz… Bunu yapmamamız gerektiğini mantığımız ve aklımız bize her zaman emreder. Ve yanlış oluğunu da söyler. Ama nedense bazen bu hattalar içine düşer ve bunları yaparız. Kişisel olarak, başkalarını suçlamak, tenkit etmek yerine, onları anlamaya çalışmak, çok daha faydalıdır. İnsanların niçin, hangi sebeplerle, tenkidini düşündüğümüz şekilde davrandıklarını kavramaya çalışmalıyız. Bu yol, tenkitten çok daha tesirli ve yapıcıdır. İnsanlar arasında sarsılmaz bir sevgi, kardeşlik, dostluk, arkadaşlık, hoşgörü, nezaket ve zer afet olması, insanların birbirini durmadan tenkit etmesiyle değil, anlamaya çalışmasıyla mümkündür. İnsanları takdir etmek, onlara önemli bir kişi olduklarını hissettirmek, yalana kaçmadan iltifatta bulunmak onları kazanmamıza yol açar. Çünkü güzel sözler duyma, takdir edilme, önemli, değerli bir insan olma arzusu; insanın içini kemiren açlıkların, susuzlukların en şiddetlisidir. Bazı insanlar bu arzuya esir olmadan iradelerini kullanarak kendi yerlerini bilirler, fakat büyük çoğunlukla insanlar bu arzunun tuzağına düşüp kendilerine yapılan ve gerçek olmayan abartılmış iltifatlara mağlup olurlar. İyi insan olmak isteyen fakat bir türlü fırsatını ve ortamını bulamayan insanların, küçük de olsa iyi yönleri varsa, bu yönlerini kuvvetlendirmeleri için onların yüzüne karşı iltifat etmek daha faydalı olur. O kişinin takdir edilmesi kendine olan güveni artıracak "demek insanlar iyi yönlerimin de farkına varabiliyorlarmış" diyerek, daha iyi olmaya gayret edecektir. Hiçbir kimse karşılıksız iş yapmaz muhakkak yapacağı şeylerden karşılık bekler. Bu doğanın kanunudur. Onun yapacağınız n size neler getireceğini neler kazandıracağını hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Olumsuz bir durumla karşılaştığınızda hemen yılmayıp engelleri aşınca nelere sahip olacağınızı aklınızdan geçirin bu sizi tekrar zevklendirecektir.Taktir sizindir.

Lütfen yorum yapınız. Mail adresiniz görünmeyecektir. * alanlar gereklidir.


Henüz yorum yazılmamış.

PİYASA VERİLERİ

    Alış
    34.4372
    Satış
    34.4992
    Alış
    36.3826
    Satış
    36.4482
    Alış
    43.5749
    Satış
    43.8021

HAVA DURUMU

IZMIR HAVA DURUMU