Dünyanın en etkili güçleri, sesiz güçlerdir ve etkisinin yoğunluğuyla doğru orantılı olarak, doğru yönlendirildiğinde faydalı, hatalı kullanıldığında ise yıkıcı olurlar. İnsanoğlu bu iki gücün arasından gidip gelmektedir. Bu iki gücü en iyi ve yerinde idare ettiren toplum veya insan hâkimiyeti eline alır. Hâkimiyet ve bu davranışlar o insan ve toplumun karakterinden yatan en güçlü yaratıcı güç olarak kabul edilir. Tabii ki toplum yararına yaratılan güç, her zaman takdir edilmiş olarak görülür. Bu da o toplumların usul ve karakter yapısının göstergesi, kendilerinden yaratığı inanç ve amaçla kazanılmış olarak ortaya çıkar. İnanç ve amaç hayatın temel itici gücüdür. Sağlam bir inanç ile yılmaz bir amaç, edinen insanoğlu hayatın her güzelliğini kendine ve toplumuna layık olarak görürür.
KİŞİ VE KARAKTER
Kendini sevmek kendini bilmektir. Kendine olan saygınlık topluma verilen saygınlık olarak görülür. İnsanoğlunun feragat edemeyeceği tek konu insanlık dışı davranışlardan bulunmamaktır. Toplum da birey iyi biri olduğu sürece gelen kötülüklere karşı nasıl davranılmasını bilir. O halde iyi insan olmanın karakter ölçüsü; öz hâkimiyet yaratmak ve ona dayanıklılık göstermek, doğru düşünce ile ustalık sahibi olarak, sükûneti bilerek güç kazanmaktır. Burada yaratılan dinginlik gücü; mükemmel karakter dengesi kültürünün son dersi olarak kabul edildiği gibi, yaşamın çiçek açışı ve ruhun meyve verişi gibidir. Bilgelik kadar değerli, altından daha kıymetli bir karakterdir.
İNSANOĞLU;
İnsanoğlu enerjisini, gücüne, cesaretine, gelişimine ve değişime hizmet için kullanmalıdır. İş, okul, aile, para, aşk, çocuklar, sağlık vb. pek çok alanda gelişime, değişime açık olmak zorundadır. İçler dışa çıkarken, özler sergilenirken, sığınağımız her zaman vicdanımız olmalıdır.
DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN DÜŞÜNCELERİMİZ…
Denge, adalet, hak, hukuk hepimizin müşterek imtihanı… Yolunda gitmeyen ne varsa, hangi durum bizi daha derinden yaralıyorsa, o konuda makul vicdan sahibi olmayı başarmak, duygusal beklentilerimizin ne bizi ne de başkalarını manipüle etmesine izin vermemek zorundayız. Her duygusal hayal kırıklığımız, çöküşümüz bizi bizden uzaklaştırdığı gibi, aile ve toplumdan da uzaklaştırıyor. Buna önlem olarak, yapmamız, düşünmemiz, fark etmemiz, müdahale etmemiz, sınır koymamız, ifade etmemiz gereken her konuda objektif davranmamızdır. Aksine yapılan her davranışta ki hareketimiz bizi hatalara, haksızlıklara ve içinden çıkılmaz sonuçlara götürür.
Doğru düşünceyle kazanılan davranışlarımız, her zaman bizi iyiliğe doğru yol aldırırken, kibir, betlik ve ululuktan uzaklaştırır. Bu da aile ve toplumda kazandığımız kişisel karakterimizin en güzel örneği olarak görülür.
HAYAT BİZE NELER SUNUYOR
Yaşam ve hayatımız boyunca, içinden bulunduğumuz her türlü ortamlar bizi yormaya, yorulmaya elverişli bir süreç olduğu gibi mücadele gücümüzü buna göre yönlendirmemiz gerektiğini de bilmek zorundayız. Toplum ve aile içinde ki huzursuzluğun ayyuka ya çıktığı bu gibi, toplumsal ayrıştırmaya doğru da gittiğini çok net görüyoruz. Her çatışma, çağrısının, tuzak olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Kendimize ters düştüğümüz her konuda kendimize söz hakkı tanımalıyız. Özenle seçtiğimiz kelimelerle tüm hakikati kendimize anlatmayı bilmek, dikkatle dinlemek, dilimizden dökülenleri çok iyi bilmek ve yerinden kullanmak zorundayız. Ön yargıdan uzak, hakikat ve doğru düşüncelerle yargılamak, her zaman adaletin terazisi gibi davranmak bizim kendimize ve topluma kazandıracağımız en güzel değer yargıları olmalıdır. Unutmamalıyız ki, bir insan kendisinin düşünce ile evrimleşen bir varlık olduğunu anladığı ölçüde huzur bulur. Çünkü aklın sükûneti, bilgeliğin en değerli hazinelerinden biridir. Bu düşünce de, öz hâkimiyet sağlama konusundaki uzun ve sabırlı bir gayretin sonucu oluşur. Bu dengeyi yerinden tutmak, akıllı insanın en güzel özelliğinden gelir.
SONUÇ; Artık kim olduğumuzu, ne istediğimizi anlayacak kadar davranmak ve yaşamsal sürecimizi plan dâhilin den tutmak zorundayız. Hayat bize, olduk, olmadık problemler yaratabilir. Önemli olan bize ve dâhil olduğumuz çevre ve aile kavramımıza fayda sağlayacak olan problemlere çözüm üretmek ve onları hayata geçirmek tek amacımız olmalıdır. Bu anlayış ve planlama bizim kendimize yarattığımız değerin ölçüsü olarak ortaya çıkar. Onun için bu değer ölçüsüne her zaman biçtiğimiz kumaşın bezine dikkatli davranarak yırtılmamasına önem vermemiz gerekir. Bu kazanç var olduğu sürece huzur, sağlık ve mutluluk kendiliğinden gelir.
……………..
Takdir siz değerli okurlarımındır.
Burhan KAYA
30.05.2025