Büyük komutan, büyük devlet adamı, reformcu, cumhuriyetin mimarı, halk adamı, Türk ulusunun Ata’sı ebediyete intikal edeli 75 yıl oldu.
Türk Milletini önce irade, sonra halkından aldığı destek ve kararlılıkla yeniden dirilişini ve modern Türkiye’nin doğuşunu, içte ve dışta sağladığı barış ortamını, yarattığı güç ile ayakta tutup, Türkiye Cumhuriyetini bizlere emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’ü, ölümünün 75’inci yıldönümünde rahmetle ve minnetle bir kez daha anıyoruz… Büyük komutan, büyük devlet adamı, reformcu, cumhuriyetin mimarı, halk adamı, Türk ulusunun Ata’sı ebediyete intikal edeli 75 yıl oldu. Ülkemizde yaşanan iç ve dış gelişmeler karşısında, seni daha çok özlüyor ve daha çok arıyoruz Atam! Atatürk, Türk ulusunu iki defa kurtardı! Birincisinde yarı sömürge durumundan tam bağımsız, onurlu bir ulus haline getirdi. İkincisinde ise “asıl mücadele bundan sonra başlıyor” Atatürk, Türk ulusu için çağdaşlaşma anlamında daima hedef olarak batıyı gösterdi. Ama bugünkü siyaset kurumu, Atatürk’ün bu hedefini tam olarak yerine getiremedi. Ne batılı olabildik, ne doğulu. Beynamaz gibi ortada kaldık! Atatürk, Türk milletine uygarlık ve insanlık yolunda yürüyecek aydınlık bir ufuk açtı. Ancak cumhuriyeti içine sindiremeyenler; insanımızın ufkunu genişletmek, ülkemizin tümünü aydınlatan bir çalışma ve sürekli bir ilerleme kaydetmek yerine, hedefe kısa sürede ulaşabilmek için kolay ve ucuz yolları seçtiler, kısır çekişmelerle, uzlaşmaz tutumlarla ülkeye zaman kaybettirdiler. Sovyetler Birliği Lideri Stalin’in; Kars ve Ardahan’dan vazgeçmediklerine ilişkin bir beyanatı ajansa düştüğünde, saatler gece yarısını gösteriyordu. Bu beyanata çok kızan Atatürk, Ankara’daki Rus Büyükelçiliğine giderek dönemin Büyükelçisi Karahan’a; “Stalin’in bu beyanatı doğru mu, değil mi? Eğer doruysa, Stalin ya özür dileyecek, ya da bu gece yarısı sınıra hareket ederim” Atatürk’ün; sadece beyanatı karşısında Stalin’e gösterdiği tepkiyi, bugün ülkeyi yönetenler, Türkiye’ye yapılan saldırı ve tehditlere karşı yüzde birini bile gösteremiyorlar. İşte Atatürk bunun için büyük devlet adamıdır! Atatürk’ü anlamak için, O’nun yaptıklarını, Türk tarihini ve yakın tarihi çok iyi bilmek gerekir. Çağdaşlaşmanın mimarı olan Atatürk’ün koyduğu ilkeler donmuş, gelişmez kalıplar değildir. O, katı bir doktrin kurmamıştır. Atatürkçü olan olmayan herkes, O’nun ülkemize getirdiği çağdaş anlayış ve kurumları sadece korumak değil, sürekli olarak geliştirmek ve ileriye taşımak zorundadır. Çünkü Atatürk’ün uygarlık yolu; demokrasidir, bağımsızlıktır, özgürlüktür, milletin refah ve mutluluğudur. Türkiye’nin önünde demokrasi ve özgürlükler gibi çok önemli sorunları var. Bu sorunların sorumlusu ne Atatürk’tür, ne de cumhuriyettir. Akşam yatıp, sabah kalkıp Atatürk’e ve cumhuriyete hakaret yağdıranlar, işgaldeki hali bir kez daha hatırlasınlar… Çanakkale ve İstiklal Savaşı kazanılmamış olsaydı, ne Osmanlı kalacak ne de bugünkü Türkiye’nin temeli atılmış olacaktı. Atatürk’ün büyüklüğünü görmezden gelen gafiller şunu unutuyorlar. “Sen anandan gene doğardın amma, baban kimdi bilemezdin.” Cumhuriyet kutlamalarına yasak getirme, Atatürk’ü ve inkılâplarını her alanda silme çabası, Devlet Nişanı’ndan T.C’yi ve Atatürk Silüetni kaldırmaları işe yaramadı, yaramayacak da... Tam tersine halkın Atatürk’e ve Cumhuriyete olan bağlılığı her geçen gün çığ gibi büyüyor... Yıl 1976 Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), üyelerine müthiş bir öneri ile gelir. O gün UNESCO’nun devlet üye sayısı 152’dir. Oturum başkanı;“Bugün UNESCO'nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal'dir” Öneri nedir? Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılında, UNESCO’nun 152 ülkenin devleti aynı anda onun doğum gününü kutlamalıdır. İsveç delegesi ayağa kalkar buna itiraz eder ve şöyle der: “Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?Bu sefer Rus delegesi ayağa kalkar yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine aynen şöyle seslenir: “Genç delege arkadaşıma hatırlatmak isterim ki, ATATÜRK öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın bir yıl anmayı, her ülke her probleminde onu çare olarak aramış ve aramalıdır.”Sonra bakın ne oldu? UNESCO, tarihinde ilk defa 152 ülkenin tamamı tarafından hazırlanan ortak metne imza atmaya karar verir.Hani İsveç delegesi demişti ya “ne yanı”“ATATÜRK’Ü inceledim ilk imzayı ben atıyorum”İşte o muhteşem belgede yer alan metinde şöyle deniyor:“ATATÜRK ULUSLARARASI ANLAYIŞ, İŞBİRLİĞİ, BARIŞ YOLUNDA ÇABA GÖSTERMİŞ ÜSTÜN KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ BİR İNKILAPÇI, SÖMÜRGECİLİK VE YAYILMACILIĞA KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YAŞAMI BOYUNCA İNSANLAR ARASINDA RENK, DİL, DİN, IRK AYIRIMI GÖSTERMEYEN LİDER, EŞİ OLMAYAN DEVLET ADAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU…” Dünyada hangi lider için böyle bir metin kaleme alınmıştır? Bir filozof der ki, “bir ülke için kıstas aradığınız zaman, o ülkenin en büyük liderini gözden geçirin.”Şu anda kıstas arayan ülkelere sanıyorum bundan daha iyi bir metin gösteremeyiz. UNESCO 1981 yılında, 100. Doğum Yıldönümü nedeniyle Atatürk’ü “Ulusal Mücadele ve Çağdaşlaşma Lideri”“1981 Atatürk Yılı”GÜNÜN SÖZÜ: Tarih çok büyükler gördü. İskender’leri, Napolyon’ları, Washington’ları gördü. Fakat yirminci yüzyılda büyüklük rekorunu Atatürk, bu Türkoğlu Türk kırdı. (L’ıllustration – Fransa)
