BASININ SORUMLULUĞU!

Basının sorumluluğu denilince, sadece yazılı basından ibaret değil, buna kitle iletişim araçları olan radyo, televizyon ve internet haber siteleri de dahildir. Basının gücü kadar, sorumluluğu da vardır ve mutlaka yerine getirilmelidir. Basın her şeyden önce inandırıcı, tarafsız ve doğru haberden yana tavır koymalıdır. Taraflı basın bu demektir. Yoksa bugünkü gibi yandaş , havuz medyası gibi sıfatlarla birilerinin yalakası asla olamazlar.

Ülkeyi yönetenlerin olduğu kadar, basının da güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırt etmek gibi temel bir görevi vardır. Basın, baskıcı bir güç olmamalı. Kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevini yerine getirirken, ülkeye ve devlete zarar verici yayınlardan da kaçınmalıdır. "Haber ile dedikodu" arasındaki farkı okuyucuya yansıtırken, temel kural gözetilirse, sorumluluk ve saygınlıkta o ölçüde sağlanabilir. Bazı kurallara uyulması halinde, "Basın sorumluluğu" konusunda önemli adımlar atılacağı inancındayım.

Özellikle kişiler ve kurumlar hakkında haber yazılırken, yorumlar yapılırken, temel kural, o kişilerin görüşlerinin de haber ve yorumlar içinde yer almasına özen gösterilmelidir. Bu takdirde basın üzerine düşen sorumluluğu da tam anlamıyla yerine getirmiş sayılır. Bazı basın organlarının bu görevini layıkıyla yerine getirmediği içindir ki, kamuoyunda bir takım yanlış anlaşılmalara yol açmakta ve basın tartışma konusu haline gelmektedir.

Basının sorumluğunu; iddia halindeki kanıtlanmamış bilgilerle, kişileri ve kurumları suçlu ilan etmek, karalamak amacıyla kullanırsak, bu takdirde yanlış, taraflı haber ve yorumlar yapmış oluruz ki, sonuçta toplum üzerinde değişik yorum ve sonradan telafisi güç yanlış anlamalara meydan vermiş oluruz. Bu bakımdan basının gücü kadar, sorumluluğunu da temel bir kural olarak tutmamız gerekmektedir. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, eğer kurumlar, siyasi iktidarların güdümünde değil de, halkın istekleri ve sorunları doğrultusunda görevlerini yapmış olsalardı, ya da yapsalar, bugün basın, belki bazı konuların üzerine hassasiyetle gitmemiş olacaktı. Hiçbir zaman basın siyasi iktidarların dördüncü gücü değil, halkın dördüncü gücü olmalıdır ve öyle kalmalıdır. Türkiye'de basınla ilgili bazı tartışmaların sona ermesi isteniyorsa, "Devlette Şeffaflık" politikasını her alanda uygulanabilir hale getirmek gerekir.

Lütfen yorum yapınız. Mail adresiniz görünmeyecektir. * alanlar gereklidir.


Henüz yorum yazılmamış.

PİYASA VERİLERİ

    Alış
    34.4372
    Satış
    34.4992
    Alış
    36.3826
    Satış
    36.4482
    Alış
    43.5749
    Satış
    43.8021

HAVA DURUMU

IZMIR HAVA DURUMU